Röportaj

Koronaya Karşı “3 Boyutlu Destek”: Bütün Türkiye Sağlık Çalışanları İçin Örgütlendi

Röportaj: Deniz Renkveren, .tr Dergisi

Sosyal medyada bir araya gelen mühendisler, tasarımcılar, yazılımcılar ve üç boyutlu yazıcılarıyla üretimde bulunan her yaştan gönüllüler, korona pandemisiyle mücadele kapsamında sağlık çalışanları için güçlerini birleştirdi. “3 Boyutlu Destek” isimli harekete katılan gönüllüler, kişi, şirket ve kuruluşların maddi destekleriyle sağlık çalışanları için ücretsiz siperlik üretiyor. Kolektif üretim hareketi, ağ yapılanması, üretim şekli ve manevi motivasyonuyla tüm dünyaya örnek oluyor.

Tüm dünyayı etkisi altına alan korona pandemisi karşısında en güçlü ülkeler bile çaresiz kaldı. Daha önce ekonomik, teknolojik ve askeri kapasitelerle tarif edilen güç kavramı, çaresi henüz bilinmeyen KOVİD-19 virüsüne karşı yenik düştü. Sağlık altyapısının ve tıbbi malzemelerin yetersiz kaldığı durumda Batılı ülkeler bir dayanışma örneği sergileyemezken, Türkiye’den korona pandemisiyle mücadelede birbiri ardına başarı öyküleri çıktı. “3 Boyutlu Destek Kampanyası” da işte bu başarı öykülerinden sadece bir tanesi. 3 Boyutlu Destek Kampanyası, 3 mühendis tarafından sosyal medyada paylaşılan bir mesajla başladı ve çok kısa bir sürede binlerce kişi tarafından desteklendi. Türkiye’nin 81 ilinin örgütlendiği kampanyaya destek veren kişi ve kurum sayısı bir ay gibi kısa bir zamanda 3 bini aştı, bu ağ için çalışan üç boyutlu yazıcı sayısı ise 4 bini geçti.

Mekatronik mühendisi İlker Vardarlı, elektronik mühendisi Ramazan Subaşı ve endüstri mühendisi Doğukan Güngör başlattıkları kampanyayla sadece Sağlık Bakanlığının mücadelesine destek vermekle kalmayıp, üreten insanların gücünü insanlığın yararı için kurulan bir hareket kapsamında birleştirdi. Anadolu kültürünün sevgi ve dayanışma ruhuyla yoğrulun hareket, sağlık çalışanlarını mücadelesinde yalnız bırakmıyor ve böyle zor bir zamanda manevi olarak da destekliyor.

3 Boyutlu Destek ağının kurucularından mekatronik mühendisi İlker Vardarlı ile yaptığımız keyifli sohbet, hayat kurtaran bu hareketin tüketen bir toplumdan üreten bir topluma geçişte önemli bir adım olduğunu ortaya koydu.

3 Boyutlu Destek kampanyası nasıl başladı? Bu ağa hangi profillerde ve kaç kişi destek veriyor?

Ramazan Subaşı arkadaşımla daha önce 5 yıllık bir tanışıklığımız var. Biz onunla beraber aslında ürettiğini paylaşan ve paylaşılanı üreten bir topluluğun hayalini kuruyorduk. Biz buna “maker kültürü” diyoruz. Bu kültürle ilgili çok çalışmalar yaptık. Türkiye genelinde fuarlar düzenlendi. İnsanları bilgilendirmeye ve açık kaynak kodlu çalışmalar yapmaya da özen gösterdik. Bu çalışmalar bugün gördüğünüz hareket için bir vesile oldu.

Peki, bu süreç nasıl başladı? Biz evden çalışmaya başladığımız zaman, Ramazan ile sohbet ediyorduk. Ramazan üç boyutlu yazıcıları bir ağda toplama fikrini ortaya attı. “Ne olur ne olmaz böyle bir ağ elimizin altında olsun.” dedi. Sonra ben de düşündüm ki elimdeki 10 tane üç boyutlu yazıcıyla tek bir hastanenin herhangi bir ihtiyacını karşılayamam. Böylelikle 3 Boyutlu Destek hareketini başlatmış olduk. O zaman bununla ilgili bir form düzenleyelim, dedik. O formu derledik ve bir sosyal medya mesajı ile başladık ve dedik ki; “Umarım ihtiyaç olmaz ama acil bir durumda üç boyutlu (3D) yazıcı teknolojilerine ihtiyaç olması halinde açık bir form oluşturduk 1 dk’da elinizdeki üç boyutlu yazıcı bilgilerini forma ekleyebilir misiniz?” Beklediğimizden çok daha fazla bir talep geldi. Biz 19 Mart günü mesaj attık, sabahına kalktığımızda 30-40 kişiydi, ikinci gün yüzlerce kişi, üçüncü gün ise binlerce kişi oldu. Sonra dedik ki “Biz bunu nasıl organize edelim?”. Bu kadar büyük bir talep beklemiyorduk. Sonrasında hemen illerde organize olduk. 81 ile ayırdık ve her ilde bir gönüllü üretici atadık. Nasıl atadık? Forma kaydolan kişiler aynı zamanda bizim bir mesajlaşma grubumuza dahil oldular. Bu grubumuzda toplantı yapmaya başladık. Toplantılar sonucu her ilin temsilcisi seçildi. Bu şekilde organize olmaya başladık ve her temsilci kendi grubunu organize etmeye başladı.

DOKTORLAR YÜZ SİPERLİĞİ TALEP ETTİ, BİZ DE ÜRETTİK

Yüz siperliği üretmeye nasıl karar verdiniz?

Başlayacağımız ilk iş gününe kadar ne üreteceğimizi bilmiyorduk. Mesajlaşma grubunun toplantılarında bir sürü fikir ortaya çıktı. Bir yandan da sağlık çalışanlarından talep toplamaya başladık. “Hocam ne ihtiyacınız var?” diye tek tek doktorlarımıza sorduk. Onlar da bu yüz siperliğinden bahsettiler çünkü yüz siperliği ameliyata giren doktorların kullandığı gerecin genel bir adı. Ama şu anda hastayla karşılaşan sağlık çalışanın da normal sıradan personelin de sağlıkları için bu yüz siperliğini takması gerekiyor.

81 İL BİR ANDA ORGANİZE OLDU

Siperlik üretimi öncesi 81 ilde nasıl organize oldunuz?

Bu sürece başlamadan önce zaten bir sürü plan hazırladık. Beraberinde, neler yapılabileceğinin de listesini hazırladık. Doktorlarla konuşurken bu liste üzerinden gidiyorduk, en çok üç boyutlu desteğe talep oldu. Sonra yüz siperliğine odaklanmaya karar verdik. 3D yazıcılar için açık kaynak kod paylaşan bir topluluk var. Bu topluluk üzerinden yüz siperliğinin açık kaynak kodlu tasarımı paylaşılmıştı. Bu tasarımın üç boyutlu yazıcıda üretilmesi üç saat sürüyordu. Bu uzun bir süreydi.

Daha sonra biz bu durumu topluluğumuza duyurduk. Adana’daki arkadaşlarımız bu tasarımın biraz revizesini yaptı ve Isparta’daki arkadaşlarımız üretim safhası üzerinde çalıştı. Biz de en son derledik topladık, bunu bir buçuk saatte indirdik. Yani aynı sürede iki kat daha fazla üretim yapmaya başladık. Daha sonra biz yenilenmiş tasarımı hızlı bir şekilde 81 ile yaymaya başladık. Gönüllüler de ellerindeki üç boyutlu yazıcılarla ve hammaddelerle üretim yapmaya başladı. Gördük ki bu oluşum büyüyor ve bir web sitesine ihtiyaç ortaya çıktı. Kim olduğunu bile bilmediğim gönüllü arkadaşlarca bizim web sitemiz kuruldu. Bu web sitesinde hem sağlık çalışanlarından talep toplamaya başladık, hem de üreticileri ağımıza daha kolay bir şekilde katmaya başladık. Bu sebeple bizim üretim ağımız büyümeye başladı. Biz 81 ildeki talepleri, 81 il temsilcisine gönderdik. O şehirlerdeki hastane ve doktorlarla temasa geçerek üretilen ürünlerin oralara yönlendirilmesini sağladık. Biz İstanbul’da olduğumuz için İstanbul’u hızlıca organize ettik. Bu sürece destek veren Nef Vakfı bize İstanbul’da bir yer verdi. Burada biz üretimlerimizi devam ettirdik. Evinde üretim yapan binlerce kişi yaptıkları üretimi bu merkeze yolladılar. Lojistik noktasında, Türkiye Motosiklet Platformu destekçi oldu. Üretim yapan kişiden bu yüz siperliklerini aldılar ve bizim merkezimize getirdiler. Biz o ürünler için gerekli kafa bandını ve öndeki şeffaf yüz kısmını paketleyerek yine buradan aynı motorcu arkadaşlarla hastaneye ulaştırmaya başladık. Bu şekilde bir döngü kurduk ve bu tamamen gönüllü işleyen bir süreç oluştu.

Türkiye Motosiklet Federasyonu 3 Boyutlu Destek Kampanyası dahilinde üretilen yüz siperliklerini sağlık çalışanlarına gönüllü olarak dağıtıyor.
SAĞLIK ÇALIŞANLARINI NEFES TEMASINA KARŞI KORUYOR

Sağlık çalışanlarının kullandığı ve daha yüksek bir korumaya sahip N95, FFP2 ve FFP3 cinsi maskeleri bulmak korona pandemisinden sonra zorlaştı. Ürettiğiniz siperliğin fonksiyonları nelerdir?

Ürettiğimiz yüz siperliği tek başına bir koruyuculuk sağlamamaktadır. Bu ürünün faydası  kullanıldığı yere göre değişir: Dışarıda kullanıldığında koruyucu bir maske olarak kullanılabilir.  Hastanede vakayla karşılaşılması esnasında ise N95 gibi koruyucu bir maskeyle kullanılması doğrudur. Farkında olmadan alışkanlıklarımız nedeniyle elimizi yüzümüze çok götürüyoruz. Siperlik yüzümüze dokunmamıza engel oluyor. Diğer önemli noktası ise şu: Hastalar devamlı öksürüyor ve hastaların maske takmadığını varsayarsak, ki çoğu da takmıyor maalesef, hastayla ilk karşılaşan sağlık çalışanlarının takması gereken bir ürün bu. Normal maske yetersiz kalabiliyor. Çünkü kişi öksürdüğü için sağlık çalışanının alnına ya da saçına da zerrecikler yapışabiliyor. Hatta bu zerrecikler tüm yüzünün etrafında birçok noktaya yapışabiliyor. Ağzını maskeyle kapatmak yeterli olmayabiliyor. Maske şeffaf bir koruma sağlıyor. Dediğim gibi yüzde yüz koruyucu değil ama normal maskeyi destekleyen, özellikle sıvı temasını engelleyen ve el-kol koordinasyonunu düzenleyen bir maske.

VALİLİKLERDEN ÖZEL İZİN

“Evde kal” kampanyası süreci ve sokağa çıkma yasağı süreci var. Siperlikler, evde kal kampanyası sürecinde nasıl dağıtılıyor? Sokağa çıkma yasağı sırasında hangi yetkililerden nasıl izin alıyorsunuz?

Bunda iller kendi arasında sorunu çözüyor. Biz sosyal medya üzerinden İstanbul Valiliğine yazdık. Emniyet Müdürlüğünden aradılar. Emniyet yetkilileri “Ne tür bir izin istiyorsunuz, kimler bu konuda çalışıyor gönüllü olarak?” diye sordular. Onların bir listesini ulaştırdık. Bize Valilik tarafından izin verildi. Diğer illerdeki temsilciler de kendi valiliklerinden talep ediyorlar. Şu anda izin alan iller var ve izin almayı bekleyen iller var bu konuda.

Başlattığınız hareket kısa sürede büyüdü.  Bu ağda şu anda Türkiye genelinde kaç kişi ve kurum iş birliği yapıyor ve kaç üç boyutlu yazıcı var?

Şu anki rakamlara baktığımda kişi ve kurum sayısı 3 bini aştı. Üç boyutlu yazıcı sayısı ise 4 bini geçti. Bu zamana kadar 100 binden fazla siperlik ürettik. Bir aydan daha fazla bir süredir üretim sürecindeyiz. Bununla birlikte iştiraklerimizle beraber, başka modelleri düşünmeye başladık. Mesela üç boyutlu yazıcıda değil de matbaada üretilen tasarımlar üzerine düşünmeye başladık. Nef Vakfı matbaa ile üretim sürecine destek veriyor. Çünkü tonlarca malzeme lazım ve bir matbaanın tamamen onun üzerine çalışması gerekiyor. Üç boyutlu yazıcıyla üretime devam ediyoruz. Ama talep çok fazla ve üç boyutlu yazıcının yetersiz kaldığı noktaya geldik artık.

DOKTORLARDAN SONRA SIRA POLİSLER VE ECZACILARDA

Üretilen maskeler her ildeki sağlık kuruluşu, hastane ve doktorlara ulaştırılıyor. Maskelerinizi ulaştırdığınız başka kuruluşlar bulunuyor mu?

Ürünleri öncelikli olarak pandemi hastanelerine veriyoruz. Sonrasında sırayla diğer hastaneler, aile sağlık merkezleri, sonra polis karakolları ve eczaneleri ürün verilecek noktalar olarak belirledik. Emniyet merkezlerine ve eczanelere çok fazla dağıtamıyoruz ama onlara da az da olsa siperlik dağıttık. Matbaa modelini oluşturduktan sonra yüzbinlerce üretebileceğiz.

Günde kaç adet siperlik üretiyorsunuz?

İstanbul teslimatlarımız günde bin ila bin beş yüz arasında seyrediyor. Türkiye genelindeki rakamı düzenli söyleyemiyorum, çünkü oradaki üreticilerden haftalık rapor alıyoruz. Ama haftada ortalama 20-25 bin arası teslimat gerçekleştiriyoruz.

Üretim süreci hakkında daha ayrıntılı bilgi verebilir misiniz?

Ağımızdaki gönüllüler üç boyutlu yazıcılarla, üç boyutlu desteğin plastik aksamını üretiyor. Toplamda 4 parçası var. 2 parçası üç boyutlu yazıcıdan çıkıyor. Diğeri lastikten oluşan kafa bandı ve dördüncüsü ise yüzün üzerini örten şeffaf aksam. Belirli bir miktarda ürettikten sonra Türkiye Motosikletler Platformu’ndan gönüllüler gelip aksamları evimizden alıyor ve merkeze götürüyor. Burada eksik parçalar konuluyor ve buradan tekrar paketleniyor. Montaj videosu ve montaj görselleri de sağlık çalışanları için paketin içine ekleniyor. Biz montajlamadan yolluyoruz çünkü 20 tane ürün montajlayarak toplandığında çok kaba bir paket oluyor. Montajsız yolladığımız zaman çok daha rahat gönderim sağlanıyor. Sağlık çalışanları paketlerini aldıklarında, plastik aksamın üzerine sterilize edilebilir şeffaf aksamı takıyor. İkinci parça da koruyucu siperin alt kısmına takılarak yüzün şeklini alması sağlanıyor. Siperin üst kısmında yer alan plastik parçaya lastik takılıyor ve üç boyutlu destek kafada sabit duruyor. Böylelikle sağlık çalışanlarının yüzü hastalara hizmet verdikleri sırada önden gelecek etkilere karşı korunuyor. Üç boyutlu destek sağlık çalışanları ile hastalar arasında nefes temasını önlemiş oluyor.

SPONSORA İHTİYAÇ VAR

Siperliği hangi malzemelerden üretiyorsunuz? Sponsorlar var mı malzeme konusunda destek olan?

Bu konuda üç tane temel ürün kullanıyoruz. Biri 3D yazıcı ham maddesi, PLA dediğimiz bir madde. Bu, mısır nişastasından yapılan organik bir malzemedir. Onun dışında PET-G dediğimiz bir malzeme var.  0,5 mm levha halinde olması gerekiyor. Üçüncü giderimiz ise delikli lastikten oluşan kafa bandı. Bunları ilk başta gönüllü arkadaşlar kendi ceplerinden koydukları bütçelerle yaptılar. Sonra bu süreci desteklemek isteyenler oldu. Biz asla para talep etmedik. Biz şöyle dedik: “Bize bu ürünler lazım, hangisine destekçi olmak istersiniz? Ya da üç boyutlu yazıcıyla da destekçi olabilirsiniz, üretime katkı sağlayabilirsiniz.”  Bize de bir şekilde destekler gelmeye başladı. Mesela burada Türk Telekom, Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği bize destek olan kuruluşlardan. Birçok firma hem elindeki üretimle hem elindeki malzemelerle bize destekçi oldu. Peki, biz ne yapıyoruz bu destekleri? Hem İstanbul içindeki üreticilere hem de gönüllü üreticilere bu malzemeleri yolluyoruz ve bu sistemin devamını sağlamaya çalışıyoruz. Ama şunu da unutmayayım, 4 bin 500 civarında üç boyutlu yazıcı var, bunlar sürekli çalışıyor.

Ancak gönüllü üreticilerin hepsine malzeme yollayamıyoruz. Onun için daha fazla desteğe ihtiyacımız var ki bu ve benzeri durumlarda bu süreci çok iyi bir şekilde yönetebilelim. İleride de benzer durumlar olacak. KOVİD-19 olmasa da başka bir konuda ortak bir üretim gerçekleştireceğimiz kesin. Şu destek konusunu da açmak isterim: Bize şimdi büyük destekçiler geliyor. Ama biz her ile şunu söyledik: “Arkadaşlar bizim yaptığımız olay çok şeffaf,  yaptığımız her şey açık, art niyet yok, hiçbir siyasi oluşum bu sürecin içinde değil. Onun için hangi ildeyseniz o ilin belediyesine, valiliğine, il milli eğitim ve il sağlık müdürlüklerine gidin. O ildeki büyük şirketlere, büyük firmalara, zenginlere gidin. Eminiz ki onlar size destekçi olacaktır.” Tam da bu şekilde oldu. Urfa’dan Van’a, Muş’a, Adana’dan Çanakkale’ye her yerde, birileri bu süreci destekledi. Aslında evinde hobi amaçlı üretim yapan insanlar bu sayede varlığını göstermiş oldu. Geleceğe dair de onlar için bir fırsat oluşturulmuş oldu. Bu gönüllüler topluluk oldu. Çünkü aynı zamanda diğer üretim yapan insanları da tanıdılar ve bunları destekleyebilecek toplulukları da tanıdılar. Bu topluluk için gelecekte yeni şeyler düşünüyoruz.

GELECEK İHTİYAÇLARA DA ÇÖZÜM ÜRETECEĞİZ

Biz misyonumuzu şu şekilde belirledik: 3 Boyutlu Destek olarak, ihtiyacı belirleyip o ihtiyaca en kısa sürede çözüm geliştirerek üç boyutlu tasarımları üretip ihtiyaç duyulan yerlere teslim etmeliyiz. Bu KOVİD-19 sürecinden çıktıktan sonra yarın başka bir konuda da olabilir.

Ama biz İstanbul’da yaptığımız bir tasarımı diğer 80 ile hızlıca yayabiliyoruz ve 80 ilde bu ürünü neredeyse ışınlayarak üretebiliyoruz. Biz ürettiğimiz şeyi, Van’a da yollayabiliyoruz. Ama bu işi sadece İstanbul’da yapsanız her yere ulaşamazsınız. Burada lojistik çok ciddi problem ve bir maliyet. Biz aslında ne yapıyoruz burada? Kriz dönemindeki o ilk akut zamanda devreye girip, bu ürünün tedarikini sağlıyoruz aslında.

SEVGİYLE ÜRETİYORUZ

Sizin başlattığınız hareket doktorların yüzünü güldürdü. Onlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Onların bize söyledikleri şu şekilde oluyor çoğunlukla: “Biz bu ürünlerle sadece bir maske almıyoruz. Biz ayrıca umut alıyoruz. Halkın bizim içimizde olduğunu, bizi desteklediğini hissediyoruz.” Sosyal medyada birkaç hafta önce paylaştığımız bu konuya dair çok güzel bir görsel vardı. İzmirli bir aile çoluk çocuk, maskelerin montajını yapıyorlar ve onları hazırlıyorlar. Bizim bu ürettiğimiz ürün aslında sevgiyle üretiliyor. Bunu da kaçırmamak gerekiyor; yani, içinde bir duygu barındıran bir ürün. Bunu onlara verdiğimiz için diğer ürünlerden farklı oluyor. Bu ürünleri verirken, maskenin bir köşesine “parayla satılmaz” diye bir ibare yazıyoruz. Diğer kısmına da sağlık çalışanlarına olan minnettarlığımızı ifade etmek için “Sizi seviyoruz”, “Size minnettarız” mesajlarını yazıyoruz. Bu süreçte kaybettiğimiz doktorlarımız adlarını tek tek yazdık bir üretim serisinde. Biz aslında sağlık çalışanlarıyla konuşmaya çalışıyoruz. Onlarla da bu iletişimi sürdürdüğümüz için onların duygularına da hitap etmeye ve onları güçlendirmeye çalışıyoruz.

YENİ BİR FARKINDALIK OLUŞTU

 Siperliğin kullanımının gerekliliği konusunda nasıl bir farkındalık oluşturdunuz?

Şöyle bir farkındalık yarattık: Bundan 4-5 hafta önce Türkiye’de bu tarz bir ihtiyacın olduğundan kimse bahsetmiyordu. Ancak, biz bu hareketi başlattıktan sonra, onlarca kalıp atölyesinde kalıp çıkmaya başladı. İnsanlarda bir farkındalık oluştu. Artık bakkalda, marketlerde her yerde bu siperliği takmaya başladılar. Pazarcılar kullanmaya başladı ki kullanmaları gerekiyor. Bu ticari olarak başka kişiler tarafından satılınca, biz burada bir farkındalık oluşturduk. Başka insanlar da yüz siperliğiyle ilgili fazlasıyla ürün geliştirdiler. Türkiye’de hızlıca bir ürün fazlası oldu, biz de elimizdekilere üretip vermeye çalışıyoruz ama bunu seri bir şekilde üretmemiz gerekiyor. Biz üretimimizi, matbaa modeliyle birleştirip hızlı bir şekilde çağrılara cevap vermek istiyoruz. Üç boyutlu yazıcının fark yaratarak üretebileceği başka ürünler de var. Bu ürünlere odaklanmak istiyoruz bu 4 bin 500 yazıcıyla. Çünkü bizim desteğimizi bekleyen başka ürünler de var.

BİREYSEL İNSİYATİFLER EKONOMİYİ DÜZENLİYOR

Korona pandemisi sonrası dönemde dünyadaki sistemlerin nasıl değişeceği konuşuluyor. Korona pandemisinin başında tıbbi ve hastalıktan koruyucu malzemelere fahiş zamlar yapıldı, özellikle maskeler, dezenfektanlar ve yüz siperliklerinin fiyatları çok arttı. Sizin geliştirdiğiniz bu inisiyatifin, yüz siperliği fiyatlarını dönüştürücü bir etkisi oldu. Biz korona sonrası ekonomi nasıl olacak diye konuşurken, devletler fiyatları sabit tutarak ya da artmasını önleyerek ekonomiyi denetlemeye çalışırken, bireysel girişimlerin, sivil inisiyatiflerin, fiyatlar üzerinde doğal olarak, başka müdahaleye gerek bırakmaksızın dönüştürücü bir gücü olduğunu gördük. Bu konuda neler söylemek isterseniz?

Bu konuyu aslında çok güzel dile getirdiniz. Bu, bizim elimizden gelen bir çalışmaydı. Ve ne oldu? Fahiş fiyatlara satılan, piyasada bulunmayan bir ürünün tedarik sürecine halkın desteğiyle beraber çekidüzen verdik. Maskelerin çok fahiş fiyatlara satılması söz konusuydu, aynı şey bu üç boyutlu destek için de geçerli. Bir ay öncesinde bu ürün piyasada yoktu. Olan ürünler de çok yüksek fiyatlara satılıyordu. Bizim başlattığımız bu hareket sonucunda bir farkındalık oluştu. Birçok kalıp atölyesinde siperliğin çok sayıda kalıbı yapıldı. Artık maliyeti 15 liranın altında insanların ulaşabileceği rakamlara satılmaya başlandı. Hatta,fiyatların piyasanın çok daha altına, sadece hastane çalışanları değil, halkın ulaşabileceği düzeylere inmesine sebep olduk. Biz bu maskeyi ortalama 5 TL’ye mal ediyoruz ve ücretsiz olarak sağlık çalışanlarına dağıtıyoruz. Bu anlamda bir farkındalık yarattığımızı düşünüyoruz. Bu bizim bu sürece kattığımız bir fayda. Yarın başka ürünler de geliştirmeye çalışacağız. Maske konusunda yaptığımız AR-GE çalışmaları var. Bu süreç içinde bir de AR-GE gönüllüleri var. Bu gönüllüler bu süreçte yeni tasarımlar yapıp paylaşıyor. Bu süreçleri hem global düzeyde paylaşıyoruz hem de global platformdan aldıklarımızı kendi üretimimizde kullanıyoruz. Birçok ürüne müdahil olmaya çalışıyoruz.

3 BOYUTLU YAZICILARLA KÖY OKULU İNŞA EDECEĞİZ

Bu şekilde üretime de katkı sağladığımızı ve burada üreten insanların adını temsil ettiğimizi düşünüyorum. Çünkü bugüne kadar zaten bu üreticiler üç boyutlu yazıcılarla hobi olarak bir şeyler üretiyorlardı. Bizim bu çatı altında toplanmamızla birlikte yalnız olmadıklarını ve bir fayda uğruna üretim yaptıklarını hissettiler. Bu süreç bittikten sonra buna benzer hedefler gösterdiğimiz zaman yeni üretimler gerçekleştirebiliriz. Mesela sokak hayvanları için protez yapıyoruz, onun için bir çalışma yapacağız. Diyeceğiz ki “Üç boyutlu yazıcılarla bir köy okulunun bir parçasını inşa edeceğiz.” ve herkes okulun bir parçasını inşa edecek. Herkes bir tuğla basacak ve birlikte oraya bir köy okulu inşa edeceğiz. Bu hayal değil. Bunun Ar-Ge çalışmalarını yapıyorum. Normal standart tuğla gibi olmayacak bu. Buna benzer çalışmaları sürdüreceğiz. Birçok alanda fark yaratacağımızı ve farkındalık yaratacağımızı düşünüyorum.

Boyutlu Destek kampanyasının gönüllüleri gelecekte yeni projeler yapmayı hedefliyor.

Salgın sonrasında başka tıbbi malzemeler için de planlarınız var mı?

Sokak hayvanları için protezden tutun insansız hava aracı üretimine kadar birçok alanda bu topluluk ortak hareket edebilir. Çünkü üç boyutlu yazıcı üretim özgürlüğü veriyor ve üretimin demokratikleşmesini sağlıyor. Yani Muş’ta da Van’da da İstanbul’da da İzmir’de de tüm üretimi aynı anda yapabiliyoruz. Hiçbir bölge bu üretimden eksik kalmıyor. Sadece burada dış aksamlar üretilebiliyor. Mesela bu güzel bir tasarımsa, sadece üç boyutlu yazıdan çıkardığınız bir parçayı ürüne dönüştürebilirsiniz. Bu bir köpeğin ayağına bir çözüm olabilir veya bir kediye bir mama tası da olabilir. Diğer yandan bunun içine biraz elektrikli parçalar eklediğiniz zaman ya da motor koyduğunuz zaman bu insansız hava aracı olabilir. Bu noktada farklı projelere çok açığız. Sınır yok, sadece odaklanarak proje üretmemiz gerekiyor. Mesela drone da yapabiliriz ve bu drone ile tarlaların sulanmasını sağlayabiliriz. Bunun için de gerekli şey üretmek ve ürettiklerimizi diğer elektronik parçalarla birleştirmek. Şöyle düşünün: Biz Şanlıurfa’daki arkadaşımıza bir elektronik kit yolluyoruz. Dosyayı veriyoruz. Dosyaya göre üretiyor ve bu drone’u kendi başına üretebiliyor. Buna benzer farklılıklar da olacak. Mesela bir köy okulu inşa edebileceğiz.

YURT DIŞINDAN ÇOK TALEP VAR, YARDIMA AÇIĞIZ

Başlattığınız hareket için yurtdışından talepler alıyor musunuz? Bu modeli nasıl gerçekleştirdiğinize dair yurt dışından sorular oluyor mu?

Bu şekilde çok fazla çok mesaj aldık. Yurt dışından ulaşıyorlar; mesela Kıbrıs’tan, Almanya’dan, Amerika’dan çok geri dönüşler oldu. “Biz de bu sürece katkı sağlamak ve kendi bölgemizde üretmek istiyoruz.” diye mesajlar aldık. Onlara şöyle bir cevap verdik: “Biz burada organize olduk ama gidip Amerika’da organize olamayız. Ama biz dosyalarımızı ve üretim şeklimizi kullanımınıza ve faydanıza açarız. Sormak istediğiniz bir soru varsa cevaplarız.” Yani, “Siz orada kendiniz yapın.” demek zorunda kalıyoruz.

Size birileri ulaşmak istese ve bu konuda fikir almak isterse, onlara yardımcı olabilir misiniz? Size nasıl ulaşmalılar?

3boyutludestek.org bizim genel internet sitemiz. iletisim@3boyutludestek.org ya da ilker@3boyutludestek.org adresime elektronik posta gönderebilirler. Ben de yurt dışından gelecek sorulara memnuniyetle cevap verebilirim.

Boyutlu Destek ekibi yurt dışında benzer kampanyaları yapmak isteyen kişilere gönüllü olarak rehberlik ediyor.
KURTULUŞ SAVAŞI’NA BENZER BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ

Ben şunu eklemek isterim: Biz toplum olarak zor durumlarda hep destekte bulunduk. Bu, kimi zaman para yardımı, kimi zaman eşya yardımı oldu. Kimi zaman da kitap toplayıp yolladık. Hep elimizdeki bir şeyi verdik. Bizim içinde bulunduğumuz senaryoya benzer bir şey yakın zamana kadar yaşanmadı, Kurutuluş Savaşı zamanı hariç. O zaman da cephedeki askerlerimiz için üretim yapan bir halk oluştu. Cephedeki askerlerin ihtiyaçlarını karşılamak için bütün imkânlarla köyler kuruldu ve üretimle destek verildi. Ben de yaşadığımız bu senaryoyu ona benzetiyorum. Çünkü bu halk üretmek için birleşir. Elindeki hazır ürünü veya cebindeki parayı vermek yerine üreterek destekçi olmaya başladı. Bu aslında bu sürecin katma değerini de ortaya koyuyor. Yani bu durumlardan farklı senaryolar çıkabilir ama üreterek değer katmak çok daha değerli bir durum. Böyle bakarsak ortaya çıkan faydayı göstermiş oluruz.

Leave a Comment