Haberler Halk Sağlığı Turkey

İkinci Kez Koronavirüs’e Yakalanmanın Riski Nedir?

Koronavirüs her geçen gün hayatlarımızı belirsizliklere sürüklemeye devam ediyor. Her yeni haberde daha da umutlandığımız, umutlandıkça belki de artık korkmadığımız Koronavirüs, etkisini göstermeye devam ediyor. Bir yıla yakınlaşan pandemi süresi içerisinde dünya genelinde gerçekleşen büyük kayıpların yanı sıra bu hastalığa yakalanıp kurtulan vakalar da olduğunu gördük. Peki Koronavirüs’e ikinci kez yakalanmak mümkün mü? İkinci kez yakalanmak ne kadar tehlikeli?

Aşı bulundu, bulunmasına da…

Geçtiğimiz hafta tüm dünya muhteşem bir haber ile güne uyandı. Koronavirüs aşısı müjdesi Almanya’dan geldi. Haber geldi gelmesine de elbette ışık hızıyla tüm gezegene yetecek aşının üretilmesi, biraz imkânsız gibi. Bunun için süreye ihtiyaç var ama bu süre içerisinde de vakalardaki artış önlenemez bir şekilde hızla ilerliyor.

Koronavirüs ikinci kez bulaşır mı?

Koronavürüs’e hiç yakalanmayanların taşıdığı endişe gibi bu virüse yakalanıp iyileşen hastalar da bir o kadar endişeli. Çünkü virüsün ikinci kez bulaşıp bulaşmayacağına dair net bir bilgi yok. Dünya genelindeki istatistiklere bakıldığında ikinci kez koronavirüse yakalanan vakalar görmek mümkün fakat bu sayı oldukça düşük. 

Ancak bu risk kişilerin bağışıklık sistemi, maruz kaldıkları virüs oranı ve taşıdığı kronik hastalıklar gibi birçok detaya göre artıyor veya azalıyor. Koronavirüs’ün sürekli olarak mutasyon geçiriyor olması da bu riski artıran diğer bir faktör olarak tanımlanıyor.  Ancak virüse ikinci kez yakalanma riski ile ilgili çalışmalar tamamlanmadığından net bir yorum yapmak mümkün değil.

DSÖ’den açıklama

Koronavirüs’e ikinci kez yakalanma riski durumu ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü, (DSÖ), Koronavirüs’ü yenmiş hastalara virüsün tekrar bulaşıp bulaşmayacağına ilişkin ‘tam bir cevabın’ bulunmadığını, bu konuda araştırmaların ‘aktif şekilde’ devam ettiğini bildirdi.

Koronavirüs pusuya yatıyor

Her ne kadar uzmanlar bu riskin oldukça düşük olduğunu söylese de dünya genelinde ikinci kez virüse yakalanan vakalar var. Bazı uzmanlar bu durumu virüsün vücutta beklemede kalıp yeniden aktif hale gelmesi şeklinde yorumluyor. Bakın görüyorsunuz, vücuda girdiği yetmiyor bir de pusuda bekliyor. 

Kanda antikor varsa güvende miyiz?

Koronavirüs’e yakalanan vakaların iyileşme süreleri tamamlandıktan sonra kanlarında oluşan antikorun bir süreliğine virüse karşı kalkan olduğunu biliyoruz. Peki kanda oluşan antikor gerçek anlamda kişileri korumaya yetiyor mu?

Uzmanlar bu durumun garantisi olmadığı yorumunu yapıyor. Bu yüzden Dünya Sağlık Örgütü, ‘Koronavirüs’e yakalanmış ve bağışıklık geliştirmiş kişilere bağışıklık belgeleri verilerek salgını nedeniyle uygulanan kısıtlamaların gevşetilmesi’ yöntemine sıcak bakmıyor. Çünkü kandaki antikorlar sayesinde virüsten korunuyor olsak bile bu virüsü bir başkasına bulaştırma riskinin olmadığı anlamına gelmiyor. 

Koronavirüs’ten nasıl korunduğumuzu hatırlayalım…

Hepimiz salgının ilk gününden itibaren virüsten korunmak için neler yapmamız gerektiğini biliyoruz. Fakat bence özellikle son zamanlarda virüsün ciddiyeti karşısında önlemler biraz gevşetildi gibi. İşte tam da bu yüzden Koronavirüs’ten nasıl korunuyorduk hatırlamakta fayda var.

Ellerimizi su ve sabunla en az 20 saniye yıkayalım, öksürürken hapşırırken mendil kullanmayı unutmayalım, yüzümüze dokunmaktan ve hasta kişilere temas etmekten kaçınalım. Her şeyden önemlisi bu günlerin geçeceği ve eski sağlıklı günlerimize dönmenin yakın olduğunu asla unutmayalım.

Leave a Comment